Hakkımızda

Koyash, Türk ve Altay mitolojisinde “Güneş Tanrısı” olarak bilinir ve Türk dillerinde “güneş” anlamına gelir. Koyash, evrene hayat veren, karanlıkları aydınlatan ve her sabah yeniden doğarak doğayı yenileyen bir güç olarak görülür.

Güneşin her sabah doğuşu, Koyash’ın ölümsüzlüğünü ve sürekli bir döngü içinde varlığını sürdürmesini simgeler. Bu döngü, doğanın yenilenmesi ve yaşamın devamlılığı açısından kritik bir rol oynar. Koyash, sadece bir doğa unsuru değil, aynı zamanda insanlar için bir umut ve yenilenme kaynağıdır.

Koyash, eski inanç sistemlerinde, insanlara rehberlik eden bir varlık olarak da görülmüştür. Güneşin hareketleri, gündüz ve gece döngüsü, toplulukların yaşamında ritüellerin ve tarımsal faaliyetlerin zamanlamasında belirleyici olmuştur. Bu bağlamda, Koyash’ın mitolojik figürü, toplumsal hayatın düzenlenmesinde ve doğayla uyumlu bir yaşam sürme anlayışının oluşmasında önemli bir rol oynamıştır.

Bağlantıların Hikayesi: Takılarımın Ardındaki Vizyon

Tüm takı tutkunlarına merhaba! Ben Meryem Özbalta, eşsiz ve zamansız parçalar yaratma tutkumuzu sizlerle paylaşmaktan büyük bir heyecan duyuyorum. Endüstriyel tasarım öğrencisi olarak, yaratıcılığı ve zanaatkarlığı harmanlayarak, sadece stilinizi tamamlayan değil, aynı zamanda anlamlı bir hikaye anlatan takılar üretmenin mutluluğunu yaşıyorum. 

Bölümümün bana sunduğu benzersiz bakış açısıyla, teorik bilgiyi yaratıcılıkla harmanlayarak öne çıkan ve taşıyan kişilerde iz bırakan tasarımlar ortaya koymayı hedefliyorum. Tasarım benim için sadece estetikten ibaret değil; işlev, form ve duyguyu bir araya getirerek hikaye anlatan parçalar yaratmak demek.


Takı, her zaman en büyük tutkularımdan biri oldu. Küçük yaşlardan itibaren, takının kişisel anlam taşıyabilmesi ve kelimelere dökülmeden duyguları iletebilmesi beni büyüledi. Tasarım becerilerimi takıya olan sevgimle birleştirme hayalim, beni bu yolda ilerlemeye iten en büyük motivasyon kaynağı. Amacım, sıradanın ötesine geçen, kullanıcısının kendine özgü özünü yakalayan ve bireyselliğini yansıtan parçalar yaratmak.


Tasarımı gerçekleştirdiğim her bir parça, zanaatkarlık ve sanata olan bağlılığımı temsil ediyor. Kaliteye ve en ince detaylara gösterdiğim özenle, her bir parçanın titizlikle ve hassasiyetle üretilmesini sağlıyorum. Takılarımın, her türlü tarza uyum sağlayan ve farklı ortamlarda kullanılabilen, dayanıklı ve kendine has bir çekiciliğe sahip olması gerektiğine inanıyorum.


Vizyonumun merkezinde “giyilebilir sanat” fikri yatıyor—takı, sadece bir aksesuar değil, kişinin kendini ifade etme biçimi olmalı. Bu ruhu her koleksiyonumda canlı tutmaya kararlıyım; geleneği, yaratıcılığı ve yeniliği bir araya getirerek insanların bağ kurabileceği ve değer verebileceği parçalar sunmayı hedefliyorum.


Bu yolculukta bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim. Her bir parçanın, onu taşıyanlara mutluluk ve özgüven getirmesini; onların kişisel hikayelerini yansıtan ve anlam katan birer sanat eseri olarak yaşamlarına dokunmasını diliyorum.